Sayın Yetkililer,
Başbakanımız Angela Merkel, Evanjelik Kilisesi’ne bağlı bir evde doğmuş olsa da, Tanrı’nın koymuş olduğu öldürme yasağı açık bir şekilde kendisi için geçerli değildir. Aksi taktirde Christian Discher’in, Ueckermünder hastalarından geri kalanlar için açtığı araştırma talebi reddedilmezdi. Bunun dışında Neustrelitz’de yaşandığı gibi, Emil Kraepelin gibi bilgisiz biri, anı levhası ile anılmamış olurdu.
Saygılarımla,
Dorothea Buck
Hamburg, 16.01.2019.
2008 yılından beridir Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı sahibi olan, Bundesverbands Psychiatrie-Erfahrener (Almanya Psikiyatri Deneyimi) yardım derneğinin onursal başkanı olan 102 yaşındaki Dorothea Buck’un[1]yardımları sayesinde, uzun yıllar süren ve şu ana kadar sonuçsuz kalan geçmişi aydınlatma çabalarım için güç buldum ve bu yazı ile son adım olarak bunları sizlere aktarmaktayım. Şimdi, Macklenburg-Vorpommern eyaletindeki Neubrandenburg ve Ueckermünde şehirlerinde bulunan psikiyatrilerde ve kurumlarda engelli insanlara yapılmış olan haksızlıkları kendime ve benimle birlikte hasta olarak yatanlara açıklamak için son imkanı bulduğumu düşünmekteyim. Onların sesleri kısılmıştı, nerede oldukları ise şu ana kadar bilinmiyor.
Bu yazımın ana konusu, Ernst Klee’nin 1993 yılında yaptığı televizyon röportajında gösterdiği insanlardan kalanlar ve aynı şekilde Neubrandenburg’daki ve Ueckermünde’deki psikiyatriler hakkında, en azından 1997’de orada kaldığım süre zarfı içerisinde, yapılan insan hakları ihlallerini aydınlatmaktır. Bu psikiyatriler günümüze kadar hala aynı çalışanlar tarafından yürütülmektedir. Soru ise hala aydınlatılmadı; orada yaşayan insanlar doğrudan ortamdaki kötü muameleden ve tedavilerden dolayı mı yoksa bunların etkileri sonucu olarak mı hayatını kaybetti?
Neubrandenburg’daki o zamanlar Başboktor Dr. Rainer Gold yönetimindeki Psikiyatri ve Psikoterapi Kliniği ve aynı şekilde Ueckermünde’deki Psikiyatr Wolfgang Kliewe yönetimindeki Psikiyatri ve Psikoterapi Kliniği hakkında yaşanılan kötü muamele sebebiyle zamanında hukuki adımları atma imkanım olmadı, çünkü o zamanlar reşit değildim ve yaşanılan psikolojik ve fiziksel yaralanmalar beni bu tarz bir adım atma konusunda yetkisiz kıldı. Ek olarak benim çıkarılmam esnasında ve özellikle sonrasında düşük zekalı olarak damgalanmam konusunda kendi başıma yasal adımları atmam ve dışarıda bir yerde belgelendirme yapmam konularında yetersiz kaldım. Beni yetiştirmekte sorumlu olan velilerim oldukça güçlü bir sisteme karşı çaresiz kalmıştı, Ueckermünde Cehennemi’nde kaybolmuştum.
Neubrandenburg’daki psikiyatriye getirildiğim hemen ilk günde, reşit olmadığım 1997 yılında, homoseksüel olduğumu açık şekilde ifade ettikten sonra sağlık çalışanları beni yetiştirmekle yükümlü velilerim ile görüşmeden, beni bir yere kitlediler, bağladılar ve bana bu halde yemek yedirdiler, akabinde ise oldukça fazla vücut fonksiyonunda bozukluluğa yol açan ağır yatıştırıcı psikolojik ilaçlara maruz kaldım. Bunun sonucunda Ueckermünde Psikiyatrisi’nde 1,5 yıllığına konuşma yeteneğimi kaybettim. Konakladığım bu süre zarfı içerisinde yaşadıklarım üzerine hakkımı arayamadım, çünkü konuşabildiğim zamanlar içerisinde ne Ueckermünde’deki işlemlerde yardımcı olacak bakıcı Avukat Kuplin benimle bir görüşme gerçekleştirdi, ne de beni dinlemek isteyen yargıç benimle görüşebildi. Bu durum kırmızı tuğlalı 12 numaralı evde, aralarında psikolojik rahatsız suçluların da olduğu kişilerle birlikte yaşaymakta olan, o zamanlarda dinlenilme yetkisi olmayan ve reşit olmayan hastalar için geçerliydi.
Ueckermünde’deki psikiyatri zaten 1993’de Ernst Klee tarafından yapılan “Ueckermünde Cehennemi – Doğu’daki Psikiyatri (Die Hölle von Ueckermünde – Psychiatrie im Osten)“ röportajı ile tanınmıştı, bu röportajda ciddi uygunsuzluklar açığa çıkarılmıştı. Bu röportajdan sonra Doğu Almanya Cumhuriyeti (DDR) kökenli Psikiyatr Sonja Süß tarafından açıklanan çalışmada, röportajda gösterilen durumların, tesiste çalışanların üzerine yıkılamayacağından ve[2]bu çekimlerin sadece ruhsal engellilerin olduğu tarafı kapsadığından[3], yapılan itirazlar sebebiyle 1993 yılından sonra gerçekleşen haksızlıkların, kamuoyuna açık olmayan kısımlara kadar genişletildiğinden bahsedilmiştir.[4]Ben, bu belgeselin çekilmesinden 4 sene sonra, 1997’de, Ueckermünde Psikiyatrisi’nin 12 numaralı evinde farklı bir kılıfta devam eden bu durumun bir tanığıyım ve bu yaşadıklarımı „Geride Kalanların Sesi (Die Stimmen der Übriggebliebenen)“[5]adlı günlüklerimden oluşan kitabıma aktararak, tanık söylemleri ve belgeler ile bunları kanıtladım.
Ueckermünde Psikiyatrisi’nde kaldığım süre zarfı içerisinde fiziksel, ruhsal ve psikolojik açıdan zarar görmüş bir sürü insanla tanıştım. Orada kaldıkları süre boyunca ve sonrasında kendilerine verilmiş olan acılara karşı, sadece kötü muamelelere karşı değil, aynı zamanda politik sorumlular tarafından korunmakta olan Macklenburg-Vorpommern’deki süregelen geleneksel paternalist sağlık sistemine karşı da savaşacak durumları yoktu.
Hayata geri dönmeyi başarabilmem sayesinde ve bana uygulanan şiddetin yarattığı sonuçlar ile yaşamayı öğrenebilmem sayesinde, günlüklerimden oluşan kitabımda anlatmış olduğum, doktorların ve sağlık personelinin geçmişte bana uyguladığı davranışlardan ve koşullardan bugünlerde bahsedebilme imkanım oldu.
Ernst Klee’nin röportaj yaptığı insanlar ve orada kaldığım sürede ve sonrasında karşılaştığım kişiler, kendi yaşadıklarını dış dünyaya ifade edecek ve hakkını arayacak durumda değiller. Bu sebeple onların adı için de, Neubrandenburg’da ve Ueckermünde’de gerçekleşen insan hakları ihlallerinin detaylı şekilde araştırılması için, uluslararası bir araştırma komitesinin kurulmasını veya buna benzer önlemlerin alınmasını talep etmekteyim.
Sağlık Bakanı Harry Glawe ve Dilekçe Komisyonu Başkanı Manfred Dachner, Engelli Vatandaşlardan Sorumlu[6]Matthias Crone[7]ile konuştuktan sonra vermiş olduğu yazılı cevapta, Ueckermünde Cehennemi’nde gösterilen insanlarla ve benimle birlikte hasta olarak tedavi görenlerle ilgili sorularıma[8]hiçbir şekilde değinmediğinden, beni işkencenin aydınlatılması adına, örneğin belediye başkanları, milli kurumlar gibi diğer sorumlu kurumlara yönelmeye zorlamıştır. Ben de 2015 yılından itibaren Macklenburg-Vorpommern sınırlarının dışına çıkarak başka kurumlara yönelmeye başladım. Örnek vermek gerekirse, Ueckermünde şehrinin bir önceki belediye başkanı olan ve benim kendisini bilgilendirdiğim Gerd Walther benim taleplerime hiçbir reaksiyon vermemişken, 2018 yazında Ueckermünde Kapalı Psikiyatrisi’nde geceledikten sonra artık Ueckermünde Psikiyatrisi’nin aktüel durumu hakkında bilgi bilgi verebilecek durumda olabiliyor.[9]
Macklenburg-Vorpommern eyaletinin doktor dernekleri, mağdur dernekleri ve çeşitli temsilcileri, aynı şekilde Macklenburg-Vorpommern’in farklı bakanlıkları benim dilekçeme ve açıklamalarıma tepki vermedi. Neubrandenburg’daki ve Ueckermünde’deki sorumlu yerel kurumlar kendi personelinin yarattığı karmaşıklıktan dolayı zamanında da, şimdi de yazılara bir cevap vermedi. Biz mağdurlar öncedende, şu anda da, detaylı bir aydınlatma yapma görevini üzerine alacak bir araştırma komisyonunu kurma hakkını alabilmek için danışabilecek kimse bulamıyoruz, Macklenburg-Vorpommern eyalet meclisinin dilekçeyi reddetmesi de bu durumun kanıtı niteliğindedir.Sağlık Bakanı Harry Glawe 5 Temmuz 2017 tarihinde bir yazı ile, dilekçemde belirtmiş olduğum işlemlerin tamamının yasal sınırlar içinde olduğunu, Almanya’daki ve Macklenburg-Vorpommern’deki psikiyatrilerin hiçbir şekilde insan hakkı ihlali içeren tedaviler ve aynı şekilde psikiyatrik açıdan zorlama tedavi içermediğini açıkladı ve son olarak Dilekçe ve Ombudsman Komitesi Başkanı Manfred Dachner[10]28 Temmuz 2018 tarihli yazısı ile, bir araştırma komitesi kurulması hususunda etmiş olduğum talep için bir dayanak noktası olmadığını belirtti. Bu sebeplerden ötürü Neubrandenburg’daki ve Ueckermünde’deki bahsi geçen psikiyatrilerde yapılan insan hakları ihlallerinin detaylı şekilde araştırılması için uluslararası bir araştırma komitesinin kurulmasını veya buna benzer önlemlerin alınmasını talep etmekteyim.
Macklenburg-Vorpommern eyaletinin siyasi sorumlularının bir müdahalesi olmadan, onurlu kişilerden ve mağdur olanlardan oluşturulmuş olan bir araştırma komitesinden istenilen talepler:
Greifswald’daki Ernst-Moritz-Arndt Üniversitesi Kliniği’nde çalışan psikiyatri hasta bakıcılarının 20 yıllık faaliyetlerinin ve günümüzdeki Ekonomi, Çalışma ve Sağlık Bakanı Harry Glawe’in çok detaylı bir şekilde araştırılması gerekmektedir. Özellikle Ek 3b’de yer alan sağlık çalışanlarının hangilerinin Harry Glawe ile işbirliği yaptığı araştırılmalıdır.
2012’den beridir Macklenburg-Vorpommern eyaletinin ombudsmanı olan Matthias Crone zorla alıkoymaya ve işkenceye karşı olan herhangi bir dilekçe ile ilgilenmiş midir?
Lothar Tiedtke von Koss, ben kendim, Dr. Christian Discher ve benim yol arkadaşlarım gibi mağdur olanlar çektikleri acının sorumlusu olan olayların açığa kavuşması için Macklenburg-Vorpommern’de ve Almanya genelinde sorumlu kurumlarda sürekli olarak engellerle karşılaşmaktayken, insanların aklına şu soru gelmekte; Bizlere karşı ve „Ueckermünde Cehennemi“ röportajında gösterilen insanlara karşı uygulanan haksız durumların aydınlatılması çabası sürekli olarak engellenirken, diğer yandan bu olaylarda adı geçen sağlık çalışanları nasıl kariyerlerini hiçbir engelle karşılaşmadan devam ettirebilmektedir?
Röportajda gösterilen insanların kaçı bugüne kadar yaşamıştır?
Röportajda gösterilmiş olanların dışında kalan mağdurlar hangi vücut yaralanmalarına maruz kalmıştır? Bu yaralanmalar yaşamları üzerinde hangi etkileri bırakmıştır?
Röportajda gösterilen insanların kaçı, devlet tarafından bir araştırma yapılmaksızın, fotoğraflardan ve video gösteriminden anlaşılan kötü muamelenin sonucunda hayatını kaybetmiştir?
Ueckermünde Cehennemi’ndeki suça ortak olan sağlık çalışanlarının kaçı, “Ueckermünde Cehennemi” belgeseli yayınlandıktan sonra, yaptıklarından dolayı mahkemeye çıkmadan kariyerlerine devam etmiştir?
Videoda gösterilen personel, etkinliklerini hangi yerlerde gerçekleştirmiştir ve hastalarla olan iletişimlerinde bir anormallik var mıydı veya var mıdır?
O zamanlar Ueckermünde Psikiyatrisi’nde görevli olan Greifswald Üniversitesi Sağlık Görevlisi Dr. Klaus Gollert, barışçıl devrimden sonra Harry Glawe ile birlikte siyasete atıldı ve 1993’de Çalışma, Sağlık ve Sosyal Düzen Bakanı olarak çalışmaya başladı. Bu isimler hangi elle tutulur aydınlatma çabasını gerçekleştirmiştir?
Bugün dahi “Ueckermünde Cehennemi – Doğu’daki Psikiyatri” röportajı Almanya genelinde bakıcılık eğitimi alanlar için uyarıcı bir örnek olarak gösterilmekteyken, ki bu video Youtube üzerinden izlenilebilir ve hakkında yorum yapılabilir, filmin tarihsel anlamından dolayı Ueckermünde Psikiyatrisi’nde[11]tedavi gören insanların isimlerini sormaktayım, böylece bu insanları anmak ve onları hatırlamak için anı levhaları yapımına finansal destek sağlamaya çalışırım.
Günlüklerimden oluşan „Geride Kalanların Sesi“[12]adlı kitabımı çıkaracağımı ve olayın aydınlanması için çaba göstereceğimi açıkladığım Mart 2015 tarihinden sadece 8 ay sonra, 17 Kasım 2015 tarihinde „Mecklenburg-Vorpommern Eyaletinin 25 Yılı“ adlı festivalde, neden Dr. Klaus Gollert politikadan sorumlu tüm isimlerle Ueckermünde Cehennemi’ndeki kötü muamele konusunda arasına bir mesafe koymamışken, buna karşılık halka açık toplantılarla arasına bir mesafe koymuştur?[13]
Ueckermünde Cehennemi’ni araştırıp aydınlatmakla görevli olan araştırma komisyonu hangi politik geçmişe sahipti ve örneğin Harry Glawe und Dr. Klaus Gollert[14]gibi siyasi sorumluluk taşıyan şahıslar ile hangi insani ilişkiler içerisindeydiler?
Zamanında Ueckermünde’de çalışan ve Ueckermünde’deki kötü durumlar ile ilgili detaylı bilgi verebilecek vaziyette olan, Neubrandenburg Soyal Psikiyatri Hizmetleri’nde görevli Hemşire M., nasıl oluyor da Neubrandenburg Sosyal Psikiyatri Hizmetleri’nde danışman fonksiyonunda sosyal danışman olarak çalışabilmekte?
Ueckermünde’de birçok defa hasta olan, kahraman Simone’un açığa çıkan intihar olayı, gerçekten bir intihar mıydı yoksa Neubrandenburg’daki ve Ueckermünde’deki kurumlarda Simone Stark sözde „psikolojik hasta“ olarak tanımlandığından dolayı, detektif tam olarak olayı göremedi mi? Simone’un kendi kendine kafasına poşeti geçirdiğini doğrulayan ve bu olayda, örneğin Simone’un iç gerilimlerini dindirmek adına ona yatıştırıcı bir ilaç vermesi amacıyla evine girme yetkisi bulunan, olası bir 3.kişinin bir müdahalesi olmadığına dair herhangi bir otopsi yapıldı mı?
Adı verilmiş olan bakım personeli, sosyal çalışanlar ve Doğu Almanya Cumhuriyeti’nde görev almış sağlıkçılar hangi politik fonksiyonlara sahipti ve bu fonksiyonlar psikiyatriden sorumlu kurumlarda bugüne kadar ne tür sonuçlara yol açtı?
Yol arkadaşım Birgit ekte yer alan röportajının bir kısmında „Ueckermünde Cehennemi“ belgeselinin yayınlandığı ve bu belgeselin diğer psikiyatri istasyonlarında gösterilmeye başladığı bilgisini verdiği zaman, kimlerin bu insan hakları ihlallerinden haberdar olduğunu ve neden buna karşı bir şey yapmadığını sormakta insan kendi kendine.
1997 yılında yardıma muhtaç ve savunmasız, konuşma yeteneği olmayan 17 yaşındaki bir genç olarak, kısa bir süre önceye kadar Pasewalk’taki Nöroloji ve Psikiyatri’de başdoktor olarak çalışan ama o yıllarda asistan doktor olan André Gille tarafından, benim veya benden sorumlu velilerimin izni olmadan sadece birkaç günden oluşan bir zaman dilimi içerisinde, sırtıma spiral iğne batırıldığında kendi kendime sordum; 1990 ila 2000 arasında, doktor perspektifinden bakınca benim de Ueckermünde’de kaldığım süre zarfı içerisinde kendilerinden biri olduğum, ruhsal gelişim bozukluluğuna sahip insanlar üzerinde kaç tane lomber ponksiyon işlemi uygulandı?
Adı geçen sağlıkçılar ile Neubrandenburg’daki ve Ueckermünde’deki kurumlar arasındaki kooperasyon geçmişi nasıl organize edildi?
Dr. Rainer Gold’un ve Dr. Karin Gold’un bir zamanlar çalışanı ve eski bir iyi arkadaşı olan, Neubrandenburg Psikiyatri ve Psikoterapi Kliniği’nde senelerce çalışmış olan Thomas Severin, Ueckermünde’deki kliniğin bugünkü başdoktoru diye, benim olayları aydınlatma çabamın zorlaştırılmasına devam mı edilecek?
„Spiegel“ dergisinde 1991 yılında ilaç deneyleri hakkında yapılan röportajın[15]açığa çıkması sonrasında, ki bu deneylerin bugüne kadar hangi ölümlü sonuçlara yol açtığı hala aydınlatılmamıştır[16], Dr. Rainer Gold ve psikiyatrist eşi Karin Gold’un bu olaya adının karıştığının bilgisi ışığında, Berlin’deki ve Macklenburg-Vorpommern’deki Tabipler Birliğindeki hangi sorumlu kişiler, onların birliğe alınmasına onay vermiştir?
Marzahn’daki Wilhelm Griesing Kliniği’nde çalışmayı yürüten başkan Dr. Rainer Gold’un etkisi altındaki tedavi altında kaç kişi hayatını kaybetmiştir?
Dr. Gold’un bu ilaç testlerini yaparken, onun eşi olan psikiyatrist hangi işlevi gerçekleştirmiştir?
Yardıma muhtaç bizlerin gördüğü insanlık dışı muameleyi Neubrandenburg’daki Sosyal Psikiyatri Hizmetlerine bildirdiğimizde, örneğin orada çalışan ve doktorlarla bir olup bize zulmeden Angelika Beier’e, neden hiçbir yardım veya cevap edinemedik?
Sağlık Bakanı Harry Glawe’in 5 Temmuz 2017 tarihinde yaptığı yazılı açıklamada, yönetici doktor pozisyonlarının atanmasında hastahane sahiplerinin sorumlu olduğundan bahsedildiği için akıllara şu soru gelmektedir; Olayların yaşandığı vakit Neubrandenburg Kliniği’nin yöneticileri ile Dr. Rainer Gold ve eşi nasıl bir ilişki içerisindeydi?
Bu kurumlarda, adlandırılmış olan sağlıkçıların desteği altında, bugüne kadar kaç uyumsuz insan kapalı kapılar ardına atılmıştır?
Neubrandenburg’daki ve Ueckermünde’deki psikiyatrilerde 1990 yılından bugüne kadar, psikiyatri tedavisinde kaç adet ölümlü olay meydana gelmiştir?
Ekteki listede yer alan, Neubrandenburg’daki ve Ueckermünde’deki psikiyatrilerle ilişkisi bulunan sağlıkçıların ve bakıcıların tümünün suç ortaklığına katılımlarının araştırılması, bütün bireysel olayların aydınlatılması adına önemlidir.
Bu kurumlarda 1990 ila 2019 aralığında yaşanan cinayet ve ölüm vakalarının ve zorla yapılan psikiyatri tedavilerinin detaylı istatistiksel bilgileri eksiksiz olarak açıklanmalıdır. Bu kliniklerle ilişkili olarak yapılan aydınlatma çalışmaları, detaylı bir çalışma raporu olarak kamuoyuna açıklanmalıdır.
Tıbbi mesleki sorumluluk, 1000 sayfalık ekli belge sunduğum halde, bu belgelerde yer alan sorumluların hala işine devam ediyor olması durumuna nasıl izin verebilmektedir?
T4 operasyonunun cinayetlerinin kurbanlarını her sene andığımız ve insanlığa karşı işlenen suçların bir daha tekrarlanmamasına odaklandığımız bugünlerde, en azından bu ilkeye dayanarak isteğim, Neubrandenburg’daki ve Ueckermünde’deki psikiyatrilerde 1990’lı yıllardan bugüne kadar gerçekleşen olayların ve sağlık personelinin olaylara etkisinin detaylı olarak aydınlatılmasıdır.
Dr. Christian Discher
http://www.bpe-online.de/english/dorotheabuck.htmve http://ki-art-multimedia.de/dresden/doro-english.htm
Sonja Süß: 1999. Politik açıdan istismar mı edildi? Doğu Almanya’daki psikiyatri ve devlet güvenliği (Almanca) (Politically abused? Psychiatry and State Security in the GDR). Ch. Links Verlag, Berlin. 2nd edition (Scholarly Series of the Federal Commissioner for the Records of the State Security Service of the Former German Democratic Republic; 14). page 69-80
[3] Cf. Ebenda, 78
„[Klee: Anmerkung Verfasser Discher] tarafından anılmayan psikolojik hastaların durumları ise buna karşın oldukça iyiydi“, şeklinde açıklama yaptı Süß 1998. a.g.e., 78, ve bu ifadeyi açık bir şekilde tanımlamadı. Hatta birleşmeden önce Ueckermünde Psikiyatrisi’nde hastalarla yapıcı bir ilişkinin kurulduğu bir açık bölümün olduğundan da bahsedildi. Kendi söylediklerine göre, alkolü bırakmak için veya içinde bulunduğu depresif halden kurtulmak için o ortamda bulunan hastalardan bana mektuplar ve mesajlar ulaştırıldı. Ueckermünde’deki açık ve kapalı psikiyatride sorumlu olarak bulunan Psikiyatrist Dabruns’un müdahaleleri ve davranışları, öncü kişilik olan Birgit Zimermann tarafından oldukça acımsaız olarak nitelendirilmiştir, oysa benim aleyhimde ifadelerde bulunan Inge Stier’in yazılı açıklamalarında Psikiyatr Dabruns özellikle sevgi dolu olarak betimlenmiştir.
Discher, Christian 2015: Geride kalanların sesi (Almanca): https://www.amazon.de/Die-Stimmen-%C3%9Cbriggebliebenen-Christian-Discher/dp/3981425723/ref=tmm_pap_swatch_0?_encoding=UTF8&qid=&sr=
„Ombudsman Matthias Crone, İnsanların bir Avukatı“ 15 Mayıs 2018 tarihli bir basın yazısı: https://www.linksfraktionmv.de/nc/presse/pressemeldungen/detail/news/buergerbeauftragter-matthias-crone-ist-anwalt-der-menschen/
„Dilekçe ve Ombudsman Yasası’na ve Eyalet Anayasası’nın 36. Maddesine göre M-V’nin vatandaşlar için sahip olduğu görev, vatandaşların haklarını eyalet yöneticilerine ve kamu idaresine karşı savunmaktır, sosyal konularda onlara danışmanlık yapmaktır ve onları korumaktır, özellikle engelli vatandaşların endişelerini dikatte almaktır. Kendisinin görevi vatandaş talepleri (Dilekçe) hakkında uğraş vermektir ve hızlı bir fikirbirliği ile bunları çözüme kavuşturmaktır.“ Çevrimiçi olarak şuradan erişilebilir (Almanca): https://www.buergerbeauftragter-mv.de/der-buergerbeauftragte/
Dilekçenin Almanca Versiyonu: Almanya Psikiyatrileri’nde İşkenceye ve Zorla Tedavi Uygulamasına Karşı 7170 İmza: https://www.change.org/p/landesregierung-gegen-folter-und-zwangsbehandlungen-in-deutschen-psychiatrien
Schönebeck, Carsten: Belediye başkanı psikiyatri’den serbest bırakıldı: 26 Ağustos 2018: https://www.nordkurier.de/ueckermuende/buergermeister-aus-der-psychiatrie-entlassen-2632967808.html
„Ueckermüde’nin açığa alınan Belediye Başkanı Gerd Walther bir psikiyatri kliniğinde üç gece geçirdi. Şimdi ise serbest bırakıldı. Ek olarak polis güçleri aleyhinde ağır suçlamalarda bulundu: Gerd Walther, Ueckermünde’nin açığa alınan belediye başkanı, pazar günü yerel kliniğin psikiyatri kısmındandışarıya çıktı. Nordkurier’e ulaşan bir yazıda Walther geçen hafta yaşadığı alı koyulması ve zorla hastahaneye kaldırılması ile ilgili polis güçlerine karşı ağır ithamlarda bulundu. Perşembe akşamı komşuları, Walther’in Vogelsang-Warsin Topluluğu’ndaki konutunda bağırdığından dolayı, acil numarayı aradı. Acil durum doktoru ise zorla hastahaneye kaldırılması gerektiğini söyledi. Walther buna direndi ve sonucunda polis tarafından etkisiz hale getirildi. “
CV: Manfred Dachner, Doğu Almanya Cumhuriyeti zamanında VPKA Anklam (Anklam Karakol Bölge Ofisi)’ın yöneticisiydi, birleşmeden sonra Neubrandenburg Emniyet Müdürlüğü şefi oldu: Mecklenburg-Vorpommern eyaletinin, iç ve avrupa siyasetinin dilekçe komitesinin başkanı: Kaynak: https://www.spd-fraktion-mv.de/abgeordnete/a-z/manfred-dachner
Ek olarak Manfred Dachner, Neubrandenburg şehrinin fahri vatandaşı olarak listelenmiştir: https://de.wikipedia.org/wiki/Liste_von_Persönlichkeiten_der_Stadt_Neubrandenburg
https://www.youtube.com/watch?v=7XOCdgZyQPg&t=480s
Leipzig’deki kitap fuarında 2015 Mart ayında Ueckermünde’den ekstra benim için gelen bir bakıcı, oradaki personelin benim yazdıklarımı okuduğunu, oldukça sarsıldıklarını ve diğer istasyonlarda çalıştıklarından ötürü hiç kimsenin gösterilen sonuçlardan haberdar olmadığından bahsetti. Bakıcı oldukça gergindi ve bir daha benim yanıma gelmedi.
„Milletvekili olduğum zamanlarda yaşadığım en olumsuz olay, 1992’de ZDF’deki „Ueckermünde’deki Cehennem (Hölle in Ueckermünde)“ yayınıydı. Belki bazılarınız bu yayını hatırlar – oldukça depresifti, bir çok çalışma yaptığımız bu yerde, bir televizyon kanalı bu kuruma gitti ve gerçekten kötü görüntüler içieren çekimler yaptı. Önceden belirtmiş olduğum gibi, diğerlerine yetişmeye çalıştığımız bir zaman dilimiydi ve her şeyi bir defada yapamıyorduk.“ “The most negative thing I experienced during my time in governmentand parliament was the ZDF documentary about the “Hell in Ueckermünde”. Maybe some people know this already – it was depressing that in this place, where we had already done so much work, some TV team went into the institution and shot scenes which showed some very bad things. However, as I’ve said, this was at a time when we were catching up and couldn’t accomplish everything at once.”
CV: Dr. Klaus Gollert: https://de.wikipedia.org/wiki/Klaus_Gollert
http://www.spiegel.de/spiegel/print/d-13487494.html(Yazının bir kısmının İngilizce diline çevrilmiş haline şuradan ulaşılabilir: German politicians block investigating and explaining The Hell in Ueckermünde: https://kopie1.inklusionspolitik.nahiro.net/en/german-politicians-block-investigating-and-explaining-the-hell-in-ueckermuende/)
2016 yılında Hess, Volker; Hottenrott Laura/ Steinkamp, Peter tarafından yayımlanan „Doğu’daki Testler“ Batılı ilaç firmaları tarafından yapılan Doğu Almanya Cumhuriyeti’ndeki ilaç denemeleri“ açık bir şekilde mağdur sayısı ile bir bilgi vermemektedir (Kanıt: Gutachten Wien)